10 Nisan 2017 Pazartesi

TORNADO: KARADA OLUŞAN DEV HORTUMLAR
















 

Tornadolar, havanın çok güçlü konveksiyonel yükselmesi sonucunda doğan girdaplardan birisidir. Bunlar tropikal siklonlara oranla çok daha küçük ve yerel olmakla birlikte dünyada bilinen en güçlü ve yıkıcı fırtınalardır. Tornadoların ılık sular üzerinde daha zayıf şiddette olanlarına da waterspout adı verilir. Genellikle ABD'nin güneydoğu sahillerinde, sonbahar ve kış sonuna doğru oluşur ki bu mevsimler, tornadoların en az görüldüğü zamanlardır. 


Tornado da konveksiyon olayı, hava kütlelerinin alttan ısınması ile değil, nemli- sıcak (maritim-tropikal) bir hava kütlesi üzerine kuru- soğuk (kıtasal-poler) bir havanın çıkması ile oluşur. Sıcak havanın üzerinde soğuk havanın bulunması kararsızlık oluşturur. Zaten tornadoların gelişmesi için kararsız havanın şart olduğu ve şiddetli fırtınalı havaların tornado oluşumu için uygun olduğu bilinmektedir. Bu durum, en çok yükseklerde çıkıntı gösteren bir soğuk cephede olabilir. Son derece büyük bir hızla yükselen hava içinde çok güçlü girdap meydana gelir ve nemli havanın hızlı bir şekilde soğuk havanın içine çekilir, kısa zamanda kararsız hava ve şiddetli fırtınalar doğar. Rüzgarın yükseklikle hızının artması yani düşey rüzgar şiddeti ve yönünün değişmesi, etrafındaki havanın yatay olarak dönmesine neden olur. Bu yatay hava sütunu, yukarı yönde kuvvetli bir akımla karşılaştığı zaman dönerek yükselmeye başlar. Bu dönen hava kütlesi mezosiklon olarak adlandırılır. Tornadolar genellikle mezosiklonların içinde oluşur ancak bu her mezosiklonun tornado üreteceği anlamına gelmez. Havanın hızla yükselmesi ile basınç düşerek sıcaklık azalır. Böylece bu hava içindeki su buharı yoğunlaşır ve kararsızlık daha da artarak tornadoların olağanüstü enerjisini doğurur. Yoğunlaşan su buharı, orta kısmın beyaz-gri renkli huni şeklinde bir bulut gibi görünmesini sağlar. Huni bulutun altındaki hava, merkeze doğru çekilirken hızlı bir şekilde soğuyarak yoğunlaşır ve huni bulut konveksiyon ile oluşmuş Cb bulutunun tabanından yere uzanmaya başlar. Bu uç yere ulaştığı andan itibaren tornado olarak adlandırılır ve büyük bir yıkım başlar. Bundan sonra su, toz ve diğer yabancı maddeler gibi, rastladığı her şeyi içine alır ve böylece koyu renkli siyaha yakın bir sütun halini alır. Bir tornado da emme vorteksleri (suction vortices) olarak adlandırılan daha küçük girdaplar bulunabilir. Bir tornadonun içinde en az bir, en çok altı küçük girdap olabilir. Bunların çapları 0.5-50 m. arasındadır. Stasyoner veya tornadonun merkezi çevresinde hızla dönüyor olabilirler. İçlerinde böyle küçük girdaplar bulunan tornadolar çok vorteksli (multiple vortices) olarak adlandırılırlar ve son derece yıkıcı olurlar. Tornadoların yakın çevresinde rüzgar hızı, aletlerin ölçme gücünü aşar, bu nedenle oradaki hız tahmini olarak söylenebilmektedir. Bu çok hızlı rüzgar ve konveksiyon, büyük bir uğultu çıkarabilir ve tornada yere değdiği anda bu ses maksimuma ulaşır. Ancak her tornado böyle uğultulu olmayabilir, sessizce yaklaşabilir. Çok güçlü ve sürekli şimşek, dolu ve sağanak meydana getirir. Bu esnada esen rüzgarlar ağaçları devirir, evleri yıkar. Sonra dikey hareketler, yıkılanları havaya hızlı emip boşaltır ki evin içindeki uçurur. Bazen bir evin çevresindeki havayı, o kadar hava duvarları yıkıp patlatarak dışarı çıkar. Büyüklükleri çok farklıdır. Genellikle çapları 1500 metreyi geçmez, ancak bir iki metre alanlarına da rastlanabilir

Kaynak: http://www.estanbul.com/tornado-nedir-nasil-olusur-312008.html#.WOuU4IjyjIU

9 Nisan 2017 Pazar

TARİHTEKİ COĞRAFYA OKULLARI


      Tarihi-Coğrafî Fin Okulu

    Kurucusu Julius Krohn (1835-1888)dur. Julius Krohn yöntem üzerine çalışmaya başlamış, ancak erken yaşta ölmesiyle yarım kalan çalışmalarını oğlu Kaarle Krohn(1863-1933) tamamlamıştır.Tarihi – Coğrafi Fin Okulu’nun tarihçesi, halkbiliminin Finlandiya başta olmak üzere İskandinav ülkelerindeki geçmişi ve gelişme çizgisiyle yakından ilişkilidir. Farklı amaçlarla da başlamış olsa, İskandinavya’ da, materyal derleme anlamında, halkbilimi faaliyetlerinin uzun bir geçmişi vardır. İsveç Kralı’ nın emriyle 1632’ de papazlara bugün folklor olarak adlandırılan malzemeyi toplamaları için emir verilmesiyle başlar ve 1830’ larda sonra Herder ve Grimm Kardeşlerin çalışmalarının etkisiyle daha istikrarlı bir yapıya kavuşur ve halkbilimi çalışmalarına dönüşür. Bu anlamda, çağdaş İsveç halkbilimi çalışmalarının başlatıcısı olan Cavallius gerek derlediği malzeme gerekse yaptığı yayınlarla diğer İskandinav ülkelerindeki örnekleri takip eder. Sydow da yayınladığı makaleleriyle hala halkbilimi kuramları tarihinde etkin ve son derece önemli bir yere sahiptir.


Irak Coğrafya Okulu


Coğrafya üzerinde ilk defa sistematik olarak yazı yazanlar 9. yy. ın ortalarında Irak’ta görüldü. Bu okulun en önemli coğrafyacıları arasında İbn Hurdadbih,Mesudi ve İbnü’l Fakih bulunmaktadır. Bilinen dünyayı ilk tarif eden coğrafyacı İbn Hurdadbih’tir. (ö.972). Bundan dolayı kendisine “ İslam coğrafyasının babası” ünvanı verilmiştir. İranlı olan İbn Hurdadbih , Cibal bölgesinde posta işlerinde çalışan bir devlet memuru idi. Yazarın Batlamyus’un Geographiasının Arapça bir tercümesi vardı ancak bu eserlerin hiç biri günümüze ulaşmamıştır. Coğrafya konusunda en önemli çalışması olan Kitabü’l Mesalik ve’l-memalik günümüze kadar ulaşmıştır. Bu eser daha sonraki dönemlerde tasviri coğrafya üzerinde çalışan birçok coğrafyacıya kaynak teşkil etmiştir. Coğrafya konusunda en orijinal eser yazanlardan biri de Mes’udi’dir(ö.956). Birçok eser kaleme alan Mes’udi seçkin bir tarihçi olmasının yanında Ortaçağ Müslüman seyyahlarının en büyüklerinden biri idi. Eserlerinden olan Mürücü’z-zeheb ile et-tenbih günümüze kadar ulaşmamıştır. Mes’udi, Güney yarım kürenin tamamen bilinmeyen bir kara parçası ile kaplı olduğu yolundaki bilgi hakkında şüphelerini ifade eden ilk Müslüman coğrafyacıdır. 9. yy. da coğrafyaya olan ilgi oldukça genişledi. Bu ilgi sadece hükümet memurları, tarihçiler ve seyyahlarla sınırlı kalmadı, edebiyatçılar da coğrafyayla ilgilenmeye başladılar.





Belh Coğrafya Okulu


Irak İslam coğrafya okulu çalışmalarını genel ve tasviri coğrafya konularına ayırırken 10. yy. ın ilk yarısında Horasan’da bugün Belh İslam Okulu diye adlandırılan yeni bir coğrafya mektebi ortaya çıktı. Bu mektebin yazarları, Müslüman olmayan ülkeleri dışarıda bırakarak çalışmalarını geniş ve ayrıntılı bir şekilde İslam ülkelerinin coğrafyası üzerinde yoğunlaştırdılar. Bu durum, eski eğilimlerden ayrılma ve bölgesel coğrafyaya doğru bir adım atma sayıldı. Okulun kurucusu El-Belhi’dir(ö.934). Belhi gençliğinde Bağdat’a filozof Kındi’nin öğrencisiydi. Orta Asya’ya döndükten sonra eserini yazdı; ömrünün son dönemlerinde de İslam ülkelerinin çeşitli yerlerinin bölgesel haritalarını çizdi. 

Daha fazla bilgi isterseniz aşağıya adresi bırakıyorum.⇣⇣⇣⇣⇣⇣⇣⇣


UNUTULMUŞ BİR COĞRAFYA EKOLÜ-BELH COĞRAFYA OKULU

COĞRAFYA TERİMLERİ

ALETSEL DEPREM: Sarsıntı ancak yüksek binaların üst katlarında bulunan az sayıda hassas insan tarafından hissedilebilir. Mikrosismik sarsıntılar olan bu titreşimleri aletler kaydeder. Bu nedenle bunlara aletsel depremler de denilmektedir. 



ÇARPIK YAPILAŞMA: Şehirlerin herhangi bir denetim gücü olmadan ve plansız olarak rastgele ve her türlü planlamadan uzak bir biçimde büyümesidir. 



EFÜZİT: Lavların pasif bir şekilde çıkmasıdır. Genellikle büyük hacimli ve bazaltiktir. Efüzif volkanizmada patlama söz konusu değildir, lav akıntısı şeklinde görülür. Bazaltik olduğu için oluşan şekiller fazla dik olmayıp geniş alanlar kapsar.



GABRO: Amfibol, piroksen, olivin vb. renkli minerallerden oluşan bir tür iri taneli kaya.



JEOTOP: Herhangi bir jeolojik özelliğin en karakteristik olarak temsil edildiği yeri, o ülkedeki bütün benzerlerinin arasından seçilmiş en güzel olanını anlatır.



KONKORDAN: Tabakaların uygun olarak birbiri üstüne gelmesi.



MAGNİTÜD: Magnitüd depremin aletsel büyüklüğünün ölçüsüdür. Yani sismik aletlerle ölçülmüş ve kaydedilmiş olan büyüklük.



Kom : Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa dayalı olduğu aileler veya kişiler tarafından oluşturulan geçici yerleşmelerdir.

.

Absorbsiyon: Soğurmak. Işık veya ısının başka bir cisim içinden geçerken bir kısmının emilmesi, alıkonulması.




Albedo: Yeryüzünün güneş ışığını yansıtma yüzdesidir. Güneşten gelen ışınların bir kısmı yer yüzüne çarparak tekrar uzaya yansımaktadır.



 Bankiz: Kutup çevresindeki denizlerde, suyun donması ile oluşan buz kütleleridir.



Drenaj: 1- Akaçlama. Bataklığın suyunu boşaltma, kurutma. 


            2- Topraktaki fazla suyun kontrol altına alınarak belirli yollarla akıtılması.




Regresif: Denizin çekilip su altındaki alanların karaya katılması.



Klimatizm: İklimden faydalanmaya dayalı turizmdir.



Albedo: Yeryüzünün güneş ışığını yansıtma yüzdesidir. Güneşten gelen ışınların bir kısmı yer yüzüne çarparak tekrar uzaya yansımaktadır.


DÜNYADAKİ İLGİNÇ MEKANLAR





Hillier Gölü, Avustralya
















Roraima Dağı, Güney Amerika
















Sümela manastırı ,Trabzon












Pamukkale Travertenleri , Denizli
















Tianzi Dağları, Çin

ÖNEMLİ HARİTALAR



Türkiye Siyasi Haritası

Türkiye Fiziki haritası

Dünya Siyasi Haritası

Dünya Fiziki Haritası

Dünya Çöller Haritası

Türkiye'de Deprem Haritası

Türkiye'de Ovalar Haritası

Türkiye bitki örtüsü haritası

Türkiye Yağış Haritası

Türkiye İklim Haritası

Türkiye Volkanik Alanlar Haritası

Türkiye Akarsular Haritası

Türkiye Levhalar Haritası

Türkiye'nin Platoları Haritası

Türkiye'nin Bor Madeni Yatakları Haritası

COĞRAFYANIN İLKELERİ




Her bilim dalının olduğu gibi coğrafyanın da kendine özgü metot ve ilkeleri bulunmaktadır. Coğrafya bir olayı incelerken şu ilkelerden yararlanmaktadır. Bu ilkeler şunlardır ;

1. Nedensellik İlkesi : Coğrafi olayların araştırılması sırasında olayların nedenleri sorulmakta ve bunlara yanıtlar aranmaktadır. Örneğin Yağmur nasıl yağmaktadır ? Deprem neden olan faktörler nelerdir ?


2. Dağılış İlkesi : Coğrafi olayların yeryüzündeki dağılımı incelenmektedir. Coğrafyacı bir olayın sadece nedenini araştırmakla kalmaz bu olayın yeryüzü genelinde dağılımını da incelemektedir. Yukarıda sorulan soruları coğrafyacı şöyle devam eder ; Yağmurun ülkemizdeki coğrafi dağılımı nasıldır ? Türkiye’de depremler hangi sahalarda daha fazladır ? Dağılış ilkesi sadece coğrafya ya haz bir özelliktir.

3. Karşılıklı İlgi İlkesi: Coğrafi olayların birbirleri ile olan bağlantıları da incelenmektedir. Örneğin Yağışın basınçla , sıcaklığın Güneş ışınlarının düşme açısı ile olan ilişkisi ya da Dağlık ve engebelik alanların nüfus ve yerleşme üzerindeki etkileri de incelenmektedir.

8 Nisan 2017 Cumartesi

Coğrafya Fiziki Coğrafya ve Beşeri Coğrafya olarak üç başlık altında incelenebilir.





A-FİZİKİ COĞRAFYA

Coğrafyanın doğal unsurlarıyla ilgilenen alanına fiziki coğrafya denir.  Fiziki coğrafya, yeryüzünde doğal ortamı oluşturan bitki, hayvan, yer şekilleri, sular, iklim toprak gibi ögeleri ve bunlar arasındaki ilişkiyi inceler. İncelediği konulara göre Fiziki Coğrafya aşağıdaki dallara ayrılmıştır.
JEOMORFOLOJİ (Yer şekilleri Bilimi)
Dağ, ova, plato ve diğer yüzey şekillerini inceler ve oluşumunda etkili olan iç ve dış kuvvetlerin etkilerini açıklar. Litosfer bu bilimin araştırma sahasına girer. Jeomorfoloji çalışmalarını yaparken, Jeoloji, Jeofizik, Kartografya, (Haritacılık), Pedoloji (Toprak Bilimi) ve Litoloji (Taş Bilimi) gibi bilimlerden yararlanır.

Yardımcı Bilimleri

  • Jeoloji
  • Jeofizik
  • Pedoloji (Toprak Bilimi)
  • Litoloji (Taş Bilimi)
  • Kartografya

HİDROGRAFYA (Su Bilimi)

Okyanus ve denizlerdeki su hareketlerini, gölleri, akarsuları, yeraltı sularını ve dağılışlarını inceler. Hidrosfer bu dalın inceleme alanına girer. Hidrografya bilimi de Hidroloji, Akarsu Bilimi, Göl Bilimi (Limnoloji) ve Okyanus Bilimi (Oseonografya) gibi bilim dallarından yararlanır.

Yardımcı Bilimleri

  • Hidroloji
  • Hidrojeoloji
  • Patamoloji (Akarsu B.)
  • Limnoloji (Göl B.)
  • Oseonagrafya

KLİMATOLOJİ (İklim Bilimi)

İklim özelliklerinin oluşmasını sağlayan doğal ortam şartlarını, iklim tiplerini ve bunların yeryüzündeki dağılışlarını inceler. Atmosfer bu dalın ilgi alanına girer. Klimatoloji bilimi, Meteoroloji ve Fizik gibi bilim dallarından yararlanır.

Yardımcı Bilimleri

  • Meteoroloji
  • Fizik

BİYOCOĞRAFYA (Canlılar Bilimi)    

Bitki ve hayvan topluluklarının yeryüzündeki dağılışını ve dağılışa etki eden coğrafî nedenleri inceler. Biyosfer, coğrafyanın bu bölümünün ilgi alanına girer. Biyo coğrafya Biyoloji, Botanik (Bitki Bilim), Zooloji (Hayvan Bilimi) ve Tıp gibi bilim dallarından yararlanır.        

Yardımcı Bilimleri

  • Biyoloji
  • Jeoloji
  • Botanik
  • Tıp

B-BEŞERİ COĞRAFYA

Nüfus, Göç, Yerleşme, Ekonomik Coğrafya gibi beşeri unsurların dağılışını inceler
  • Nüfus Coğrafyası (Demografi)
  • Yerleşme Coğrafyası
  • Tarım Coğrafyası
  • Ulaşım Coğrafyası
  • Turizm Coğrafyası
  • Enerji Coğrafyası
  • Sanayi Coğrafyası
  • Sağlık Coğrafyası
  • Siyasi Coğrafya
  • Kültür Coğrafyası

TARİHTEKİ ÜNLÜ COĞRAFYACILAR


PİRİ REİS

1470 - 1554 yılları arasında yaşamıştır. Büyük Türk Amirali Piri Reis devrinin en ünlü Türk kartografıdır.
Dünya haritasını hazırlayan ilk Türk unvanına sahiptir. Bu haritanın sadece Amerika'yı gösteren paftası günümüze ulaşmıştır.


TALES
MÖ. 636 - 546 yılları arasında yaşamıştır. Ege kıyısında bulunan Milet'de doğmuştur. Daha çok matematik alanında çalışma yapmıştır.
Coğrafi görüş olarak dünyanın şekli hakkında bir teori ortaya atmıştır. Tales'e göre dünya okyanuslar üzerinde yüzen bir diske benzer ve de yuvarlaktır. 

EVLİYA ÇELEBİ
 
17. yüzyılın en büyük Türk gezginidir. Gezdiği yerlerin beşeri ve fiziki coğrafya özelliklerini tasfir ederek eserinde toplamış ve bu eser günümüz coğrafyacılar tarafından benimsenen önemli bir kaynaktır. 

ARİSTO 
MÖ. 384 - 322 yılları arasında yaşamıştır. Sisamlı ya da Makedonyalı olduğu sanılmaktadır. Büyük İskendere hocalık, Eflatun'a ise öğrencilik yapmıştır. Başta matematik ve felsefe olmak üzere çağının bütün ilimleriyle uğraşmıştır.

Dünyanın yuvarlak olduğu görüşünü rasyonel olarak ortaya koyan ilk bilim adamıdır. Bu yargıya ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerine düşen gölgesinin dairesel olduğu varsıyımından hareketle ancak yuvarlak bir cismin gölgesinin yuvarlak olabileceği varsayımından dünyanın biçiminin yuvarlak olduğu görüşünü ileri sürmüştür.

ERATOSTENES
MÖ. 276 - 195 yılları aradında yaşamıştır. Asvan'da doğmuştur. Öğrenimini Atina'da yaptıktan sonra İskenderiye'ye yerleşerek çalışmalarını orada sürdürmüştür. 

Coğrafya ismini ilk kullanan kişi olduğu için coğrafya ilminin adını ilk koyan kişi olarak bilinir. Dünyanın ekvator üzerinde çevre uzunluğunu ve bir derecelik meridyen yayını hesaplamıştır. Bölgesel coğrafyanın gelişmesine de katkısı olmuştur. 

BATLAMYUS
Doğum ve ölüm tarihleri tam olarak bilinmemektedir. Mısır'da MS. I.Yüzyılda doğduğu söylenmektedir. Roma İmp. devri coğrafyacısı olduğu kabul edilir.

Roma imparatorluğu devrinde dünyayı en gerçekçi bir şekilde tasvir etmiş coğrafyacı olarak bilinir. Hazırladığı dünya haritası gerçeğe nisbeten yakındır. Çalışmalarında bugünkü Hint Okyanusu güneyinde büyük bir kara parçası bulunduğunu ileri sürmüş, ve bu kara parçasının daha sonradan Antarika olduğu anlaşılacaktır.



BİRUNİ

978 - 1048 yılları arasında yaşamıştır. Harezm'de doğduğu söylenmektedir. Çağının ünlü bir matematik ve matematik coğrafyacısı olarak bilinir.
Dünyanın yarıçapın 6.425,7 km. olarak hesaplamıştır(Gerçeği : 6.376 km.). 
Dünyanın çevresini 42.516 km olarak hesaplamıştır(Gerçeği : 40.076km). 



COPERNİCUS

1564 - 1642 yılları arasında yaşamış İtalyan gök bilimcidir. 
Teleskobu kullanarak gezegen ve yıldızları inceleyen ilk bilim adamıdır. İncelemeleri sonucunda ayın üzerindeki kraterleri, güneş lekelerini, gezegenlerin güneş çevresinde hareket ettiğini ortaya koymuştur.


KEPLER
1571 - 1630 yılları arasında yaşamış alman gök bilimcidir. Gezegenlerin güneş çevresinde elips biçiminde yörüngeleri vardır görüşünü ileri sürerek bu görüşünü ispatlamıştır. 

HUMBOLT 
1769 - 1859 yılları arasında yaşayan alman coğrafyacıdır. Humbold, coğrayfya dışında yer bilimlerinin de ilk temsilcisi sayılır.
- Coğrafya ilmine bilimsel anlamda gezi-gözlem metodunu kazandırmıştır. 
- Coğrafya ilmine sebep-sonuç, dağılış ve ilgi prensiplerini kazandırmıştır. 
- İzoterm, izohips, izobat, profil ve kesit gibi yardımcı ifade şekillerini coğrafyaya kazandırmıştır. 
- Humbolt soğuk su akıntısını keşfetmiştir.

RİTTER
1779 - 1859 yılları arasında yaşayan Alman coğrafyacıdır. Aynı zamanda tarihçi ve filozoftur.
Beşeri coğrafya insan ile çevre arasındaki ilişkileri inceler tezini ileri sürerek beşeri coğrafyanın konusunu belirlemiştir.

RATZEL
1844 - 1904 yılları arasında yaşayan alman coğrafyacıdır.
Beşeri coğrafya adlı eseri ilk yazan bilim adamıdır. Ayrıca politik coğrafya adlı eseriyle siyasi coğrafyanın kurucusu sayılır.Bu eserinde ileri sürdüğü görüşler, Hitler'in dünya egemenliği kurma hülyasına bile esas oluşturmuştur.

WEGENER
1880 - 1930 yılları arasında yaşamış Alman bilim adamıdır. Aynı zamanda bir meteoroloji uzmanıdır. 
Kıta kayması kuramını ilk ortaya atan bilim adamıdır. 

             HADİ DÜNYA'YI KEŞFEDELİM!




Uzaylılar tarafından kaçırıldığınızı düşünün ve uzay aracı içinden gördüğünüz tek şey Dünya üzerinden bir bölge olsun kurtulmanızın tek yolu o şehrin hangisi olduğunu bilmek. Evet evet doğru gördünüz size önereceğim oyun tıpkı benim anlattığım gibi tabi orada uzaylılar diye bir şey yok😊 Sadece gördüğümüz bir görüntüden nerede olduğumuzu nasıl anlayacağız derseniz bu oyun size çevreyi gezme olanağı sunuyor. Tabi bu oyunu ne kadar iyi oynayacağınız şehir bilginizin ve kültürünüzün ne kadar iyi olduğuna bağlı.  Merak edip oyuna bakmak isterseniz aşağıya adresini bırakıyorum.⇣⇣⇣⇣⇣⇣⇣

https://geoguessr.com

Bu arada oyunu oynadıktan sonra düşüncelerinizi ve skorunuzu benimle paylaşmak isterseniz yorum bırakabilirsiniz.
İYİ EĞLENCELER 😉

      NEDEN COĞRAFYA ÖĞRENMELİYİZ


En genelinde coğrafya doğa demektir. Yüzyıllar önce insanlar deprem,şimşek,volkanik patlamaların sebebini bilmedikleri için bu olayları bir takım şeylere bağlamak istediler. Ve anlamlandırdıkları şeyse bunun bir Tanrı tarafından gerçekleşeceğidir. Aslında bakarsak bunun pek yalan olduğunu söyleyemeyiz fakat işe Tanrının kızdığı zamanlarda kötü olayların gerçekleştiği mutlu olduğu zamanlarda ise havanın iyi olacağı görüşünü savununca işler değişiyor. Buradan da anlayacağımız üzere az bilginin olduğu yerde çok hatalar yapılır.

Şimdi maddeler halinde neden coğrafya öğrenmemiz gerektiği bilelim.

*Doğayı ve insanı tanıyıp anlayarak mekanı (yerel, ulusal, küresel) doğru ve etkin kullanmak,
*İnsan ve doğa arasındaki ilişkiyi fark etmek,
*Geleceği düşünerek çevreyi korumak,
*Milli değerlere bağlı, coğrafi değerlerin “vatan bilincinin”kazanılmasındaki önemini özümsemek
*Dünyanın ve insanlığın korunmasında sorumluluk sahibi olmak,
*Coğrafya bilimi insanı içinde bulunduğu doğal çevre ve insanla barışıkhalde yaşamayı, kısaca doğal ve beşeri sistemlerle uyum içinde olmayı öğretir
*Ülkelerin oluşturdukları bölgesel ve küresel düzeyde etkin olan,çevresel, kültürel, siyasi ve ekonomik örgütlerin coğrafî açıdan uluslararası ilişkilerdeki rolünü kavramak
*Dünya gelindeki insanlar, yerler ve çevrenin birbirleriyle olanetkileşimini anlamak,
*Harita okumak, bilgi teknolojilerini kullanmak, coğrafi bilgilerisorgulamak, entelektüel ve sosyal becerilere sahip bireyler yetiştirmek
*Kalkınma süreçlerinin doğayla uyumlu kılınmasının önemini kavramak
*Bölgesel ve küresel ilişkiler açısından Türkiye'nin konum özelliklerini kavrayarak sahip olduğu potansiyellerle coğrafî bir birikim ve sentez ülkesi olduğunun bilincine varmak için coğrafya öğrenmek zorundayız.


         Merhaba arkadaşlar bugün sizinle hayatımda hangi şehirleri gördüğümü ve nerelere gitmek istediğimi paylaştım. Haritadaki kırmızı renkli çizgiler gittiğim yerleri mavi renkteki çizgiler ise gitmek istediğim yerleri gösteriyor. 

6 Nisan 2017 Perşembe

Merhaba Arkadaşlar;

Ben Ayşe Gül. Kısaca hayatımdan bahsetmem gerekirse Gebze doğumluyum. Memleketim ise Trabzon'un Of ilçesi. Gebze Anadolu İmam Hatip lisesinden mezun oldum.Şimdi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde Sınıf Öğretmenliği bölümünde okumaktayım.Öğretmenlik çok küçük yaşlardan itibaren istediğim bir meslekti. Muğlayı seçmemin sebebi ise arkadaşımın Muğla'ya olan ilgisinden kaynaklanmaktadır.Ne kadar o gelememiş olsa da burada okumaktan memnunum.